Türkçüyüz dediler

Türkçüyüz dediler, CİA istedi diye Meralci oldular.

Kimileri türkçüyüz dediler Sırp- Meral Abla’ya arka çıktılar, kimileride ülkücüyüz dediler Meral Abla’ya arka çıktılar, kimileride solcuyuz dediler Meral Abla’ya arka çıktılar, bu içi boş, dışı boyalı, üstelikte adı MIT çi Özdemir le seviştiye çıkmış bu bayan şişirildide şişirildi. Arkasına bütün kesimlerden kişileri toplamaya başladı.
Yemekli, işmekli toplantılar, gösteriler derken, illerarası taşıtlarla kişiler alanlara taşınıyorlar. Aydın Doğan ‘ın boyalı basınıda allayıp pullayıp okuyuculara sunuyordu. Artık abla aşağı, abla yukarı, el bala (bebek) gül bala (bebek) derken, abla kendisini başbakan olarak atadı.
Şimdi anlaşıldı.
Bu bayan bir tek kuruluşta başkanlık seçimine bile katılmasada, kendisini neden başbakan olarak gördüğü, ayaklanma ile birikte anlaşılıvermişti.
Bir kişi yetkili kurullardan geçmeden, yeterli delegeyi bulmadan ben başkakan olacağım derse bu işte bir bit yeniği vardır. Bu sıradan kişiler görmeyebilir, ancak çıkıpta ben Türkçüyüm deyen amaylar neden göremediler? Demek, siz türkçü değil birer tükürükçü yalakalarsınız.
Ben size sürekli söyledim. Siz söylenen söze deyil, söyleyene bir bakın o kimdir. Bir kıçı kırık Cerkez çıkıyor, sözde Türk ırkçılığı yapıyor, siz arkasına düşüyorsunuz. Sonra bir kıçı kırık Ermeni çıkıyor, güzel bir türkçü konuşma yapıyor siz arkasına düşüyorsunuz. Ondan sonrada bir kıçı kırık Kürt çıkıyor, güzel bir türkçü konuşma yapıyor siz arkasına düşüyorsunuz. Sonra yıllar boyunca boşu boşuna oyalanıyorsunuz.
Türkiye’deki Türk eli yönecileri yalnızca Türkler’i korkunç bir kesim olarak gördülerde bu bölücü, bu kürt, bu Çerkez, bu müslüman Ermeni, bu Nurcu, bu Hizbullahcı, bu İŞİD’cileri korudular. Şimdi kendi yoldaşları kendilerine savaş açınca uyanmaya başladılar.

Bu adlarını saydığımız azınlıkların içinde en korkuncu Çerkezlerdir. Onlar kendilerini bütün kalıplara uydururlar.
Yakışıklıdırlar, uysaldırlar, senin agzınla konuşarak senin kanına girerler.
Bir başka korkunç kesimde Türk kökenli olupta türkçülük yapan ancak ele “devlet”e çalışan üstelikte sürekli içen bir kesim vardır. Bunlar türkçülüğü içki içerken yaparlar. Ezirik iken eserler, gürlerler, çok derin konuşurllar ayılıncada ne dediklerini unuturlar. Bunlara biz boklu türkçüler deriz. Ulan iç-iç, içte bizi ele verme be ezirik.
Bizdeki türkçülük bu gün sanal üzerinden gitmektedir. Bir bayrak, yanına bir Atatürk yada Atsız, olmazsa Elçibey koyuyor. Oooy ne güzel türkçülük bu. Bu bayan günlük yaşamında ne biçim, düşük işler yapıyor, onu siz bilemiyorsunuz. Yada erkekse ne düzenler çeviriyor görmüyorsunuz.
Onun için otur yerine kişiye okşayıp yaşa, gör sonrada onu bunu türkçü diye yaz, anlat.
Bu emekli çerilerin sokağa döktükleri serseri sözde atsızcıları biz soğan türkçüleri diye anıyoruz.
Gerçek türkçü kimdir?
Gerçek türkçü yanındakı yenindeki kişileri iyi bilen iyi tanıyandır. Onlar gösteriş yapmazlar. Çünkü türkçülük bir yaşam biçimidir.
Onlar okuyanlar, yazanlardır. Onlar başka Türk toplulukları ile birlikte yol yürüyenlerdir.

Salur Bey

bozkurt_27

Yorum bırakın