Atsız, Türkeş, Atatürk!
Atsız, Türkeş, Atatürk!
Bir avuç Türk özellikle Istanbul’da derin, ileriye dönük, yenilikçi bir oluşum başlatmışlardı.
Az bir süre sonra MİT Ülkü Ocakları’nı kullanarak, onların dışlanmalarını sağlamış idi.
O günlerde Atsız Beğ’de kendisini bu Türkçü kesimin öncüsü olarak görmekte idi.
Onun karşısına Hüsein Feyzullah ((Türkeş)) çıkarıldı.
Atsız Beğ, bilime, eğitime ağırlık verirdi. Onun için Türklük kişileri mutlu etmeye yetecek bir kaynaktı. O Osmanlı’yı onun yöneticilerini çok değerli kişiler olarak tanıtırdı. Osmanlı (padişahlarının analarının Sırp, Rus, Avrupa’lı olduklarını, Osmanlı döneminde oğlancılık geleneğinin olduğunu nedense gündemine almazdı.
Buna karşılık Hüseyin Feyzullah (Türkeş) bilime, eğitime agırlık vermezdi, onun için gençlerin karşı görüşlü sol kesime karşı savaşmaları önemli idi.
Oda iyi bir Osmanlıcı idi. Oda Osmanlı (padişahlarının analarının Sırp, Rus, Avrupa’lı olduklarını, Osmanlı döneminde oğlancılık geleneğinin olduğunu nedense gündemine almazdı.
Atsiz Beğ, Türkçe beylik sözleri yazılarında kullanırdı, Pek çok öz Türkçe sözü gençlere iletebilmiş idi. Buna karşılık Türkeş’in belirgin bir dil kullanımı yoktu, ulu orta sözleri kullanırdı. Bir sözün Türkçe kökenli olmasını bilecek, araştıracak birikimi yoktu.
Onun için gençlerin koyuncasına ona bağlı olması önemli idi.
Atsız Bey buna karşılık gençlerin uyanmasından, yurdu için emek vermesinden yana idi.
Atsız, TC.’nin o dönmedeki yetkililerinin (MİT) Türkeş’e arka çıkmaları karşısında etkenliği azaldı.
Atsız, din tartışması dışında kalmaya çalışır iken, Türkeş, gün geçtikçe islama sarılıp, gençliği bir islam savaşçısı olması çizgisine getirmişti. Bu nedenlede sol eyilimli bilimcilerin öldürülmesinde sorumluluğu vardı. Buna karşılık Atsız Beg, gençlerin yalnızca türklük için öne atılmalarını istemiş idi.
Atsiz iyi bir düşünür, yazardı, iki yüzlü değil idi. Türkeş yaman, başarısız bir subay, çok yüzlü idi.
Atatürk bir BAŞBUĞ idi.