Durup durur iken AB Türkiye’yi şap şup yanaklarından öptü ancak neye?

Durup durur iken AB Türkiye’yi şap şup yanaklarından öptü ancak neye?

Bu kişilerin yetkilerini koruyan Avrupa nerede?

AKP / Erdoğan başa gelmeden önce ikide bir kapımızı döven Avrupa, Erdoğan’ıbaşımıza getirdikten sonra Türkiye’de anayasa bile ayaklar altına alınsa da ses çıkarmamaktadır. Bırakın yetkililerin susmuş olmalarını, gazetecileride sus pus oldular.

Orta Dogu’dan, Doğudan bize göçler sürerken, Türkiye’dende yurttaşlarımız Avrupa’ya göçmekteler. 

Yollarda kapı kapı gezerek iş aramaktalar. Kimisi evli ancak yinede kendilerini yurtdışına atmak istemektedirler.

Eskiden bu durum Afrikalılar da çok görülür idi. Şimdi bizimkiler sığınmacı durumuna düştüler. İçlerinde müslüman görünümlülerde az değil.

Pek iyide bunca kişilerin yasalarınıkoruyan Avrupa’ya ne olduda Erdoğan’ın yönetimde kalmasını istemektedir? Soru bu? 

Erdoğan’ın görüşleri tamda Avrupa’nın kına uyuşmasada Avrupa Erdoğan’ı eleştirmemekte, ona el altındanda arka çıkmaktadır. 

Özellikle son dönemde bütün telekeyde bir Erdoğan tutkusu görülmektedir. Rusya’da, ABD’de, Arap ellerinde….

Üstelik Erdoğan’a arka çikanlarda Türk karşıtı ellerdir. Bu sizlere bir ön düşünce vermemekte mi?

Avrupa’da üstelik gazeteciler bile Erdoğan’ın eleştirilmemesi konusunda uyarılmaktadır. 

Son 7 gün içindeki açıklamaları:

Çatışmalardan kaçınmak ve işbirliğini artırmak için Kıbrıs meselesini dikkate alarak Türkiye ile temasa geçmemiz gerekiyor. Türkiye ile daha fazla ilişki kurmamız, çıkarlarımızın örtüştüğü alanlarda çalışmamız ve bizi birbirimizden uzaklaştıran meselelerden kaçınmamız gerekiyor.”

Bir süre öncede asağıdakı açıklamayı yapmışidiler:

Politika: Leclerc: Türkiye’yi desteklemeye devam etmek her zamankinden daha büyük bir öneme sahip

AB’nin Akdeniz’deki faaliyetlerinin merkezine dayanışmayı koyması gerektiğini belirten BMMYK Türkiye Temsilcisi Leclerc, mültecileri sığındıkları topluma dahil etmenin, onlara yardımcı olmanın ve ev sahipliği yapan ülkelere katkı sağlamanın önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin, 2014’ten bu yana yaklaşık 4 milyonla dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığını hatırlatan Leclerc, “Türkiye’yi desteklemeye devam etmek her zamankinden daha büyük bir öneme sahip” dedi.

Bütün bunlar neden mi?

Çünkü Avrupa çürümüş bir Türkiye özlemi ile yaşamaktadır.

Türklüğün üzeri örtülmelidir.

Ayrıca Araplar’ın Avrupa’ya göçleri Erdogan’in eli ile önlenmelidir.

Bir kişi kendi ulusunun yagıları ile böyle içli dışlı ise o 5. Kola çalışıyor demektir. Bunun anlamı Batılının içimizdeki güvencesidir.

Yeniden Meral Akşener

Yeniden Meral Akşener,

Görüldüğü üzere Meral Akşener’in iç yüzü ortaya çıktı. En önemli konulardan bir kaçını sayalım.

  1. Oğlu’nun AKP’li vurguncularla işbirliği.
  2. Kılıçtaroğlu ile işbirliği yaptığı dönemde kılıçtaroğlunu yıpratan işlere girmiş olması. Arastırmacılara akça vererek Kıliıçtaroğlu’nun oy tabanın.  az olarak gösterterek, seçimi Erdoğan’a kazandırmak istedi.
  3. Meral Akşener’in en yakınında bulunanların birer Fethullahçı oldukları anlaşıldı. 
  4. Turaçı (milletvekili) adaylarından çok akça verenlerin aday edilmeleri
  5. İyi’nin önemli koltuklarına Fethullahçıların yerleştirilmeleri.
  6. Meral Akşener’in Doğuda yapığı bir konuşmada kendi atalarınında onlardıy sürgüne gitmiş olduğunu açıklaması. Kendisininde azınlık tan olduğunu duyurması.

Meral Akşener’in kırdığı yumurta kırkı geçmis durumdadır.

Bu konularla ilgili bilgiler açıkça yazılıp çizilmektedir. Ancak Meral Akşener’den tık çıkmamaktadır. 

Nerede o yandan çarklı  Meral Akşenerci ülkücüler? Çıkında Meral Akşener’i anlatın bakalım.

Meral Akşener nereye koşuyor?

Meral Akşener nereye koşuyor?

Meral Akşener, bu gün Afyon’da sözde önemli olan açıklamasını yaptı. Bu açıklamada kendisi ile ilgili bir iki söz ederek, kendisini yanlışsız, doğrucu, yanlışlara karşı savaşan bir kişi olarak tanıttı.

Anlaşılan, bütün eksiklik, yanlışlık başkalarında imiş. 

Şimdide Meral Akşener, bu yerel yönetimler seçimlerinde “başka kıymıllar la (parti) işbirliği yapmayacağız.” dedi.

Bu Meral Akşener’i anlamak için önemli bir açıklama idi.

Anlamı nedir?

AKP yandaşları ile işbirliği yapar iken, yüzde 9 oyu olan bir kıymıl ortaklaşa seçime gitmeyerek, önemli bazı illerin yerel yönetimlerini AKP’ye kazandıracaktır.

Bizler, bu bayandan büyük beklentisi olanlardan değiliz. Geçmistede olmadık.

Geçmişte Devlet Fettahoğlu (Bahçeli), Erdoğan’ı el altından kollamış idi, şimdide Meral Akşener Erdoğan’ı el altından kollamaktadır. 

Seçimlerde böbürlenerek masayı dağıtıp, sonrada utanmazca “kumar Masasına” dönerek, Erdoğan’a seçimi kazandırdı. Şimdide Erdoğan onun 2016 yılında Fethullah Gülen örgütü.ile ilgili açımış olan soruşturmasını kapattırdı (27.08.2023).

Unutmayın Fethullah Gülen’in Türk (kollej)leri 4. Yıl kutlamalarında konuşma yapmış olan Akşener, Türkler’i “renk körü” olarak dile getirmişti.

Bizde İyi kurulur iken karşı çıkmadık, ancak bir süre sonra sayın Akşener’in sonuçta Erdoğan’ca esir alındığını görünce ondanda bu ulusa yarar gelmeyeceğini anladık. Üstelik, Diyarbakır’da yaptığı bir konuşmada kendi atalarınında Doğu’dan sürgün olduğunu dile getirdi. Bunun anlamı onun Ermeni kökenli olduğu ortaya çıkar. 

Burada bu yazıyı yazar iken ne kızgımız, nede kırgınlığımız var. Yalnızca gerçekleri dile getirmekteyiz.

Türkler’e kendilerini oyalamak yaraşmaz.  Meral’dan umut beklemekte tekeden süt sağmaya benzer.

Uyanalım, kendimize yeni bir çıkış yolu arayalım.

Esen kalınız.

Meral Akşener nereye koşuyor?

Meral Akşener nereye koşuyor?

Anlamsız biçimde aylarca birlikte çalıştığı Erdoğan’dan kurtulma birliğinden birden bire ayrılıp, çok eşırı bir karalama yapması, yenilir, yutulur değil idi. 

Oldu, olan oldu, AKP ile MİT çiler epeyce sevindiler.  Ancak toplumdan gelen baskı ayrıca Ekrem ile Mansur beylerin kendi isteklerine olumsuz karşılık vermeleri sonucunda birliğe geri döndü.

Ben yinede bu işte MİT’in etkili oldugunu düşünmekteyim. Birde kendisini yanıltan Çerkezler’in olduğunu düşünmekteyim. Başta okuyucusu bile olmayan Yeni Çağ kesimi kendisini etkiledi. 

Sayın Meral bundan sonra çok bilmişlige, ayak oyunlarına girmese iyi olur. Toplum eski toplum değil. Ben söyledim oldu işlemez. Ben yaptım olducu Devlet Bahçeli bile o kuralı işletemedi. Günden güne erimektedir. 

Sizde en az Kemal Kılıçtaroğlu biçiminde doğru açık görüşlü olsanız, ilerlersiniz. 

Bizim size karşı bir savaşımız yoktur. Ancak sizin de biz Türkler’i Erdoğan’in kucağına atma yetkiniz yoktur.

Bunu bir yere yazın, biz Türkiye’de kimin kim oldugunu iyi bilmekteyiz. Biz, Bahçeli’nin Ermeni olduğunu bilsekte onu Ermenilikle karalamadık. Ancak Türkler’e attığı gizli kazıklara göre karaladık. 

Sizinde birlikten ayrılmanızı kınamadık, ancak ayrılır iken ettiğiniz sözlere göre duruşumuzu gösterdik.

Bizim karşımızda Erdoğan ile onun yanındaki vurguncu çoğuda Türk karşıtları bulunmaktadır. Biz Türküz gerisi bilmem ne dememekteyiz. Ancak Türk yurdunda yiyip, içip Türkler’e söyenleride alkışlamayız.

Biz CHP’li değiliz ancak onun dışında elle tutulur bir birlik olmayınca ona oy vermekteyiz. Size oy verenleride alkışlamaktayız. Umarız, yeniden dizginleri Erdogan’a doğru kırmazsınız.

Meral Akşener nereye?

Meral Akşener nereye?

Bir önceki yazımızda azıcıkta olsa sayın Meral’in göründügü üzere sözü özü bir olan birisi değildir. Kendisinin alacağı ilgi ölçüsünde kılık değistirir. Ee  öyle ise neden şimdiye deyin eleştirmedik? Çünkü Türkiye bir geçiş dönemi yaşamaktadır, bu dönemle Meral ile uğraşmak doğru olmaz idi. Ancak nedeni ne olursa olsun, ant içtiğiniz konuda sözünüzden dönerseniz, bizde ona karşılık, sözümüzü söyleriz.

Meral’in tek ilgi odağı kendisini yükseltecek kesimdir. Şimdi AKP den bıkan kesimi arkasına almış yolda idi. Birden bire dizginleri kırdı, yola ters yönden koyuldu. Ona öyle bir el değdi, o ister istemez dizginleri ters yöne doğru kırdı. 

Bir kere onun kurulan birlikten ayrılmak yetkisi var. Ayrıldı deye ona söz eden yok. Konu ayrılır iken AKP bin işine yarayan yemleri atmaması gerektiğidir. 

Sayın Meral, geçmişte oynadığı oyunlardan ucuz kurtulsada, şimdi Ermeni-Çerkez oyunu oynarsa, yüzü gün görmemiş bilgiler ortaya saçılır. 

Bir kere gerek Meral, gerekse onun topuklarını yükseltenler bilsinler, bu topraklarda ses çıkaracak Türkler’de vardır, onlarda sözlerini söyleyeceklerdir.

Bu onu bunu korkutmak değildir. Söz yarışıdır. Çamur atmak ilkelerimizde yoktur. Sağlam kaynak yoksa yazmayız.

Bu eski MHP’liler, başlarındakıları öyle överler, kendilerine peygamber ederler.

Peygamber Meral:

Bir tek seçimi bile kazanmayan kadıncağızı, topuklu  diye şişirdiniz. Al lan size topuklu… 

Meral’dan Fethullah’a ovgüler: 

Parti içinden ona dur lan bu ne biçim açıklama biz AKP ile karşı karşıyayız deyebilen az kişi  çıktı. 

Meral açıkça Erdoğan’ı kurtarmayı denedi, ancak gördü, geniş kesim arkasında durmayacak, yine dizgini eski yola sokacak. Bu bir yoklama idi. 

Artık iyi eski iyi olamayacak, Meral eski Meral olamayacak. Kuru kuru kabadayılık yapan bir kadın olarak görülecektir. 

Umarım şimdi yola gelir, seçime iki gün kala yeniden dizgini Erdogan’a doğru kırmaz. Kırarsa tepkimiz büyük, sözlerimiz sert olacaktır.

Bu ne biçim bir işti, ne biçim böbürlenmekte idi iyi partililer. Meral’ı Tanrı yapmışlardı. 

Bence onun kuyruğundan ayrılamaz iseniz, gözünüz onun üst¨nde olsun, sizi satamasın.

Meral Akşener

Meral Akşener nereye, kime koşuyor?

Bu gün Meral Akşener, beklenmedik biçimde Erdoğan karşıtı birleşmeyi boklayarak ayrıldı. Ayrılmak kendi yetkisinde idi, sakınca yoktu, ancak boklayarak gitmeyecekti. Sürekli dik duruştan söz eden birisi idi, bu duruşu ile kendi kendisini yalanladı. 

Açıkçası altılı birleşmeden beklediğini alamadı, durduk yerde ben başbakan olacağım dedi, birlikte anlaşmaya oturduğu arkadaslarını aşağıda görmeyi sürdürdü. Aylardır iki yüzlü biçimde toplantılara katılmakta, arkadaşları olan ortaklarına dil uzatmakta idiler. 

Artık Erdoğan’ı tamda alaşağı edecekler iken, u dönüşü yaptı. 

Gemiş seçimdede seçilemeyeceğini bile bile aday olmuş idi. Erdoğanı yeniden seçtirdi. 

Unutmayalım, geçmişte AKP’lilerle Mekke ye gitmiş, Gül ile kol kola idi. onlarda kendisine beklediği  yeri vermeyince onlardan ise ssizce ayrılmış idi. Yoksa onları basın önünde düşünceleri nedeni ile eleştirmemiş idi. 

Üstelik, ordunun çökertilmesi için SARIMSAK’I göreve getiren kendisi olmuş idi. O sarımsak bilgileri Erdoğanın yandaşlarına iletmekte idi. 

Bunları geçelim şimdilik.

MHP den kurultaya (meclis) aday iken, Bakırkoy kaldırımlarında kendisinin CUMHURURIYET için çalışacağını söyleyip, seçildikten sonrada CUMHURURIYET’İ ağzına almamış idi. 

Bu son yıllarda bizde kendisinin iki yüzlülüklerini bir bir saymadık. Neden? Çünkü Erdoğan Akşener’den de aşağılık birisi dedik, önce o aşağıya çekilmeli idi. 

Benim ürküntüm, el altından kendisini MİT korkuttu mu? Çünkü bir dönemde sevişme çekimleri var denmiş idi. Kiminle idi? MİT’in önemli kişisi Özdemir ile idi. Ulan Deniz Baykal’ı bile o gizli çekimler dize getirmiş idi. Umarım bu kez böyle değildir. Bahçeli Erdoğan’a karşı en büyük konuşanlardan birisi idi. Erdoğan’a karşı azılı idi. Ne oldu? Onuda Alaaddin Çakıcı yine gizli çekimle dize getirmiş idi. 

Bu ne demektir? Bundan böyle gizli çekimi olanlar, Erdoğan’ın karşısına çıkmasın, oturup evinde bulaşık yıkasın.

Bu gün için ben çok saygı duyduğum, Ümit Özdağ’ın Erdoğan’a karşı olduğuna güvenmemekteyim.

Şimdi ne olacak, Erdoğan’ın ilk seçimde yenilmesinin önüne geçmiş olacaklar. Oyları azalacaktır. İkinci oylamada Erdoğan yine kazanamaz, eğer yeni bir gizli çekimi olan çıkmaz ise.

Olayın bir başka yanıda budur. Geniş bir Çerkez kesim Akşener’in yanında idi. Çerkezler’de yanılmasına destek oldular. 

Bu konuyu ayrıca yazarım. 

Ey MİT sen neymişsin, kimleri korkutmadın? 

Olay  biraz ilerde Akşenerin yüreğini agrıtacaktır. Şimdiden kendisine geçmiş olsun demekteyiz. Kendiside ikinci bir Bahçeli oldu. Alın size gerçekler!  

Oğuzhan Uğur

Oğuzhan Uğur

Eyy Bahçeli, Ayy Ahmet Yigit Yıldırım, tüm ülkücüleri toplasanız bir Oğuzhan Uğur etmezsiniz.

Bahçeli’de bütün ülkü odaklılarda boş konuşurlar, bir yarayı kapatmadılar, kapatamazlarda. 

Bu günün MHP’side, Ülkü Ocakları’da Türkiye’nin sırtında yıgılmış yüklerdir.

Gerçek yurtseverler çoğaldıkça, Ermeni kökenlilerin yönettikleri MHP ile Ülkü Ocakları eriyip gitmektedir. Devlet Bahçeli ile MHP lilerin bunca saldırgan dil kullanmalarının nedenide budur.

Sinan Ateş olayında kapalı kalan bölümler var, neden var?

Sinan Ateş olayında kapalı kalan bölümler var, neden var?

Çünkü MİT, İç İşleri Bakanlığı bu işi ortaya koyar iken arada kendi köstebeklerinide korumak istemektedirler.Buda köstebekler için bir kuraldır. Kimse yada kurum kendi köstebeğini satmak istemez. Buna bağlı olarak, MİT ile Güvenlik Güçleri ile birlikte çalışmakta olan Olcay Kılavuz ile Erdem Karakoç korunmalı idiler.

Bu anda MİT’in Olcay Kılavuz la ilgili elindeki belgeler MHP’ninde AKP’ninde başını çok ağrıtacak ölçektedir. MİT’ten sızan Olcay K. 2765438790127 sayılı belgede bir bir anlatılmış. Ancak Olcay korunarak, MHP ile AKP’nin oy yitirmesinin önü alınmak istenmektedir.

Bir kurum çalışanıda Erdem Karakoç için “O çok değerlidir. Kurumumuza ters düşmez. Çok yararlıdır.” Demektedir. Ayrıca Erdem Karakoç’un derneklerde ağırlığının artmasına çalışmaktayız.” Demektedir.

Bunun yanısıra Jandarma içinden de Olcay’ı koruyanlar var. Çünkü onu eleman olarak görmektedirler.

Bu sıradan bir olgudur, pek çok il, ilçe başkanları artık gönüllü olarak MİT’e kulluk eder duruma getirilmişlerdir. Üstelik bunların içinde Fethullah Gülen’in akça taşıyıcılarıda bulunmaktadır.

Sayın Bahçeli’nin bu ülkücü toprağın MİTçe sürülmesinde doğrudan büyük katkısı  vardır.

Konuya gelelim. Sinan Ateş olayı bir çizgiye değin araştırıldı, işlem yapıldı. Kırmızı çizgiye gelinince işler durdu, yada yavaşladı. Çünkü bu olay tam aydınlatılır ise bu işten Devlet Bahçeli ile yanındakı yamakları EDİP SEMİH YALÇIN, Olcay Kılavuz, İZZET ULVİ YÖNTER başta olmak üzere çokları yerin dibine girecekler. Seçim öncesi bir patlama istenmediginden, Erdoğan çözüm aramaktadır.

Izzet Ulvi Yönter

Bahçeli yerini ona bırakmak istemektedir.

Olay bilinenlerin dışında bazı gündemde olmayan konularlada ilgilidir.

Sıkı durun şimdi neden Devlet Bahçeli doğrudan bu işle ilgilidir?

Gerek Sinan öldürülmeden önce, gerekse Olcay Kılavuz, Ahmet Yigit Yıldırım ileri gelen ülkücülere Sinan la ilgili: “O şerefsiz, ….. çocuğunun kalemini liderimiz kırdı, çok yakında defteri dürülecek” demişlerdir. MİT’in elinde sesli belgelerde bulunmaktadır.

Bak bu Devlet Bahçeli’nin düştüğü duruma!

Ölmeden önce gerçek yüzü ortaya çıktı. Türk’ü Türk’e kırdırdı.  Ermeni olması, MİTçi olması bizi üzmedi, ancak bu gençleri birbirine düşürmesi kanımıza dokundu. İyi, halkda ülkücülerde onun artık MİT’in elinde bir kukla olduğunu anladılar.

Belki bundan sonraki olaylarda onun etkisi azalacak yada yok olacaktır, buda bir kazanımdır.

MHP ile Ülkü ocaklari neden sessizler?

MHP ile Ülkü ocaklari neden sessizler?

Öncelikle bu olay öyle düşünüldüğü üzere deli Dumrulcasına yapılmış bir iş değil. Tepeden yetki ile olur alınarak uygulanmıştır.

Bunun anlamı nedir?

Bu olay şimdiki ocak yönetimi ile MHP yönetimi ortaklığıyla gercekleştiği için çıkıp MHP’liler, bunu ocaktan biri yaptı, yada biz bilmiyorduk diyemezler. Derlerse, içerde bozgunculuk olacak onların ele verdikleri kişilerde sonuçta öldürme işini yapanlar: “Ocak başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Olcay Kılavuz la Bahçeli’ninde onayıyla öldürme olayı gerçeklestirildi” deyecekleri için ne Bahçeli nede ocak başkanı yarum yapamamaktadır.

Bahçeli söyleyecek söz bulamamaktadır. Yoksa çıkıp Adanalı  ağzıyle ooo neler derdi neler.

Bunun anlamı nedir ?

Bahçeli basta olmakla, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım doğrudan sorumludurlar. Onlar konuşamazlar, konuşurlarsa birbirlerine girecekler.

Bu olayla birlikte artık MHP’nin ülkücüler içindeki yeri yerle bir oldu.

Bahçeli, ayrıca Devlet Bahçeli, Olcay Kılavuz la Ahmet Yiğit Yıldırım tamda gerek halk içinde gerekse ülkücüler içinde yerlerini yitirdiler. Doğrusu boka bastılar.

Şimdi olmasada yakın gelecekte yargılanacaklardır.

Bir kişi öldürdüler, onuda agızlarına yüzlerine bulaştırdılar. Ne olacak idi? MHP kabadayılıkla yönetilince sonuçuda böyle kaba olacaktır.

Bu güne deyin çok saldırılar düzenlediler, Süleyman Soylu’nun kollaması ile yakalarını sıyırdılar. Bu son olay, bambaşka bir olaydı. MHP, Ülkü Ocakları kişi öldürtmek için akça vererek uyuşturucu kullananlara bir tanınmış ülkücüyü oldürtmüşlerdi.

Böyle olunca polisler, bilgileri ortalığa saçtılar. Artık sanıklar kendilerini gizleyemediler.

Devlet Bahçeli, Olcay Kılavuz la Ahmet Yiğit Yıldırım korkakça sessizliğe büründüler.

Bu olay, MHP’yide Ülkü Ocaklarınıda birirdi. Artık Müslüman Ermeni (Devlet Bahçeli, Olcay Kilavuz la Ahmet Yiğit Yıldırım), kendi kendilerinin önlerini kestiler.

Asağıda son gelişme bilgileri var:

 

 

Sinan Ateş cinayetinde yeni gelişme!

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan, aralarında Doğukan Çep’in de olduğu 5 şüpheliden 3’ü tutuklandı. 2 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

  •  
  •  
  •  
  •  
  • A   A  A  

DHA

Yayınlanma: 07.01.2023 – 17:43 

Güncelleme: 07.01.2023 – 17:43

Sinan Ateş cinayetinde yeni gelişme!

Abone Ol

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili gözaltına alınan 5 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Aralarında cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen Doğukan Çep’in de bulunduğu zanlılar, sağlık kontrolünden sonra adliyeye sevk edildi.

AA’nın aktardığı habere göre şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen zanlılardan 3’ünün “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan tutuklandığı aktarıldı. 2 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Sinan Ateş suikastında çarpıcı iddia: “MHP’li Kılavuz, şüpheliyi almaya giden polislere ‘siz gidin, sahibiniz gelsin’ dedi”

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in 30 Aralık’ta Ankara’da uğradığı silahlı saldırıda öldürülmesinin yankıları sürüyor. Ateş suikastında şüphelilerden Tolgahan Demirbaş‘ın MHP’li Olcay Kılavuz’un evinden gözaltına alındığı geceye ilişkin çarpıcı iddialar ortaya çıktı. 

06 Ocak 2023 Cuma, 09:16 

Sinan Ateş suikastında çarpıcı iddia:

Abone Ol

Ankara’da 30 Aralık 2022 günü sokak ortasında kurşunlanan ve yaşamını yitiren eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in ölümüyle ilgili tartışamalar devam ediyor. Ateş’in öldürüldüğü suikasta ilişkin soruşturmada tutuklu sayısı 10’a ulaştı. “Tetikçi” olduğu öne sürülen “Dodo” lakaplı Doğukan Çep de İstanbul Beykoz’da yakalandı. 

Ateş cinayetine ilişkin ise çarpıcı iddialar ortaya çıkmaya devam ediyor. İddiaların odağında ise, şüphelilerden Tolgahan Demirbaş’ın gözaltına alındığı sırada aynı evde bulunduğu MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un olduğu öne sürülüyor. 

/var/folders/_1/xk5938394y53fm_sz4npcc640000gn/T/com.microsoft.Word/WebArchiveCopyPasteTempFiles/090337931-resized5930b-fca24bca1636387607mhpliolcaykilavuzdanlutfuturkkanasenturkmilletininmensubuolamazsin.jpg

T24 yazarı Tolga Şardan bugünkü yazısında, Demirbaş’ın yakalanması sürecinde yaşananları yazdı. Şardan yazısında, “Bunun üzerine, Kılavuz sinirlendi ve “Siz gidin, sahibiniz gelsin” şeklinde hakaretvari sözlerle birlikte savcı talimatı getirilmesini istedi” ifadelerine yer verdi. 

Şardan’ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

“Ülkücü camia içinde büyük tepki çeken suikastın organizasyonunda görev yaptığı iddia edilen Tolgahan Demirbaş‘ın yakalanması sürecinde yaşananlarla ilgili önemli bilgilere ulaştım.

Ülkü Ocakları Genel Merkez eski yöneticilerinden Demirbaş’ın, Ateş’in öldürülmesinde sorumluluğu olduğunu düşünen Ankara Polisi, aynı anlarda yaptığı cep telefonu sinyal bilgilerine ulaştı.

Demirbaş’ın kullandığı cep telefonun baz verilerini takip eden Ankara Emniyeti Asayiş Şubesi, şüpheli ismi yakalamak için belirlenen adrese gitti.

Asayiş Şubesi’nde müdür yardımcısı görevindeki bir emniyet müdürünün başında bulunduğu ekip, Demirbaş’ın bulunduğu adrese gittiğinde, evde aynı zamanda MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un da bulunduğunu gördü.

Özel görevlendirilen polis ekibi, ortaya çıkan yeni durumu hemen amirlerine bildirdi.

Kendilerine gelen “Eve girin, şahsı alın” emri üzerine polis ekibi, şüpheli Tolgahan Demirbaş’a yönelik gözaltı işlemi yapmak amacıyla eve gittiğinde, kapıyı MHP’li Kılavuz açtı.

Bu arada Kılavuz’un Ankara Emniyeti tarafından tahsis edilen polis korumaları da Ankara Emniyeti Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı tarafından görevlendirilen emniyet müdürü liderliğindeki sivil polis ekibine müdahale etmek istedi.

Fakat Asayiş Şubesi’nin ekibi müdahale edilmesine izin vermedi. Görevli emniyet müdürü bu kez MHP’li Kılavuz’un tepkisiyle karşılaştı.

Kılavuz, kendisinin milletvekili olduğunu ve gözaltı işlemi yapılamayacağını söyledi. Buna karşılık, Asayiş Şubesi’nin sivil ekibinin başındaki emniyet müdürü, “Sizi almayacağız, yanınızdaki şahsı alacağız” yanıtını verdi.

Bunun üzerine, Kılavuz sinirlendi ve “Siz gidin, sahibiniz gelsin” şeklinde hakaretvari sözlerle birlikte savcı talimatı getirilmesini istedi.

Ekibin yaptığı görüşme sonrasında polis ekibi, getirilen savcılık talimatı sonrasında Demirbaş’ı gözaltına alarak Ankara Emniyeti’ne getirdi.

İşlemler sürerken ortalık karıştı.

Zira bu gelişmelerden Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın henüz bilgisi yoktu. Olayın sıcaklığıyla yaşanan bu gelişme nedeniyle başlayan ve siyasi baskılar sonucu olduğu düşünülen sürecin ardından  Demirbaş, gözaltına alındıktan “sekiz saat sonra” bırakıldı.

Demirbaş’ın serbest bırakılması işlemi savcılık üzerinden gerçekleştirildi. Ve yine kritik bir işlem yapıldı:

Polisin, “gecikmesinde sakınca bulunan hâl” kapsamında soruşturma savcısının sözlü talimatıyla gerçekleştirdiği gözaltı işlemine esas olacak dosyanın içi boştu!

Yani, Demirbaş’ın gözaltına alınmasını sağlayacak gerekçeye evrakta yer verilmemesi, şüpheli Demirbaş’ın salıverilmesinin önünü açtı.

Böylece, Demirbaş elleri kelepçeli hâlde götürüldüğü emniyetten elini kolunu sallayarak çıkıverdi.

Yeniden yakalanacak mı, hakkında bir işlem yapılacak mı, göreceğiz.”

Sayın Ümit Özdağ,

Siz bu tür açıklamalar yapar iken, Muharrem İnce, Doğu Perinçek, Deniz Baykal’ın durumuna düşmektesiniz.

Siz, Erdoğan’ı devirmek isteyenlerle uğraşarak oy alınca sonuçta düşen oylar Recep Tayyip Erdoğan’a yarayacaktır.

Türkiye’de bu durumu soğuk kanlılıkla değerlendirecek kişiler vardır. Türkiye’deki Türkler’in yüzde sekseni salaktır. Bunun içinde sizin aşırı söylemlerinize katılacaklar, alkışlayacaklar çıkacaktır. Ancak, siz eğer Türklüğe yakınsanız, Erdoğan’ın Tc yi kaldırmasına karşı, andımızı kaldırmasına karşı, tek başkanım diyerek halkı koyunlaştırmasına karşı duyarsızsınız. Eleştiri yapmaktasınız onuda görmekteyiz, unutmayın sayın Devlet Bahçeli sizden aşırı biçimde Erdoğan’ı eleştirmekte idi. Şimdi sonuç ne oldu? Siz Erdoğan’a karşı olanlardan oy olarak Erdoğan’ı dalınızda taşımaktasınız. Üstelik onu eleştirdiğiz biçimle siz onun oy tabanına etkide edememektesiniz.

Sizin sayın Meral Akşener’e, Kılıçdaroğlu’na olan saldırgan sözleriniz, Erdoğan’iı bitlendirmektedir.

Biz soluk alamamıyoruz. Biz Türk’üz. Erdoğan yönetimide biz Türkler için bir agıdır.

Gel etme eyleme, Erdoğan’ın değirmenine su taşıma. Sizi Deniz Baykal, Muharrem İnce, Doğu Perinçek çizgisinde görmekten utanıyoruz.

Aşağıdakı yazıda sayın Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na olan eleştirisi bulunmaktadır.

Ümit Özdağ’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki: HDP’yi destekliyorsunuz

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın parti binasına alınmamasına gösterdiği tepkiye ilişkin olarak, “Oysa benim durdurulmama tepki vermediniz. HDP’yi destekliyorsunuz” dedi. 

19 Aralık 2022 Pazartesi, 20:38 

Ümit Özdağ'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki: HDP'yi destekliyorsunuz

Eski HDP Milletvekili ve İstanbul İl Başkanı Ferhat Encü’ye polisin tokat atmasını protesto etmek için Kadıköy’de buluşanlara polis müdahale etti. HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ise parti binasına alınmadı.

Sayın Ümit Özdağ,

Siz bu tür açıklamalar yapar iken, Muharrem İnce, Doğu Perinçek, Deniz Baykal’ın durumuna düşmektesiniz.

Siz, Erdoğan’ı devirmek isteyenlerle uğraşarak oy alınca sonuçta düşen oylar Recep Tayyip Erdoğan’a yarayacaktır.

Türkiye’de bu durumu soğuk kanlılıkla değerlendirecek kişiler vardır. Türkiye’deki Türkler’in yüzde sekseni salaktır. Bunun içinde sizin aşırı söylemlerinize katılacaklar, alkışlayacaklar çıkacaktır. Ancak, siz eğer Türklüğe yakınsanız, Erdoğan’ın Tc yi kaldırmasına karşı, andımızı kaldırmasına karşı, tek başkanım diyerek halkı koyunlaştırmasına karşı duyarsızsınız. Eleştiri yapmaktasınız onuda görmekteyiz, unutmayın sayın Devlet Bahçeli sizden aşırı biçimde Erdoğan’ı eleştirmekte idi. Şimdi sonuç ne oldu? Siz Erdoğan’a karşı olanlardan oy olarak Erdoğan’ı dalınızda taşımaktasınız. Üstelik onu eleştirdiğiz biçimle siz onun oy tabanına etkide edememektesiniz.

Sizin sayın Meral Akşener’e, Kılıçdaroğlu’na olan saldırgan sözleriniz, Erdoğan’iı bitlendirmektedir.

Biz soluk alamamıyoruz. Biz Türk’üz. Erdoğan yönetimide biz Türkler için bir agıdır.

Gel etme eyleme, Erdoğan’ın değirmenine su taşıma. Sizi Deniz Baykal, Muharrem İnce, Doğu Perinçek çizgisinde görmekten utanıyoruz.

Aşağıdakı yazıda sayın Özdağ’ın Kılıçdaroğlu’na olan eleştirisi bulunmaktadır.

Ümit Özdağ’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki: HDP’yi destekliyorsunuz

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın parti binasına alınmamasına gösterdiği tepkiye ilişkin olarak, “Oysa benim durdurulmama tepki vermediniz. HDP’yi destekliyorsunuz” dedi. 

19 Aralık 2022 Pazartesi, 20:38 

Ümit Özdağ'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki: HDP'yi destekliyorsunuz

Eski HDP Milletvekili ve İstanbul İl Başkanı Ferhat Encü’ye polisin tokat atmasını protesto etmek için Kadıköy’de buluşanlara polis müdahale etti. HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ise parti binasına alınmadı.