ÇERKEZLER’İN TÜRKÇÜLÜK OYUNU
Bunların düzenleri oyun (kumpas) üzerine kurulmuş, kimi yenmek isterlerse, yada bir derneği çökertmek isterlerse onların içlerine tınçılarını (ajan) yolluyorlar. Bu kişiler önce çok yararlı işler yaparak, göze giriyorlar, sonrada yöneticileri başta olmak üzere, üyeleride birbirlerine düşürmekteydiler.
Derneğin görüşü sağcı solcu dinci olsun değişmiyordu. Bunlar, sivil toplum kuruluşlarını kendileri oluşturmak, gerisini çökertmek istediler. Bunlarda utanma, sıkılma, arlanma diye bir duygu yoktur. Bir kişiyi kötülemek için en çirkin sözleri söyleyebilirler, en olmayacak suçlarıda yükleyebilirler.
Bunlar, 1997 yıllarında başladıkları saldırıları bu gün neden yapmıyorlar? Yapamazlar… Çünkü buyruk aldıkları kişiler, içeri alınmışlardı.
O günlerde bunların saldırılarına uğramayan kişiler, bu anlatılanları anlayamaz.
Bunlar, yeri gelir 9 yaşında çocuk gibi oluverirler, yeri gelir, okumuş yazmış birisi olup çıkarlar. Acıma duyguları yoktur.
Yaptıkları bütün alçaklıklarıda “atatürkçülük”, “türkçülük” için yaptıklarını söylerler.
Gelelim en önemli uygulamalarına, yanına yolladıkları, kişiden sizin bütün tanıdıklarınızı öğrenip, onlara bir-bir, birilerini yollayıp sizin ABD, cia ajanı olduğunuzu anlatırlar. Bütün ilişkilerinizi dondururlar.
En sonunda seni eze-eze kendilerine kul ederler.
Bunun yanısıra birbirlerine anlaşmalı olarak saldırırlar. Sonra siz kendinize yakın olana yaklaşınca, seni gerçek olmayan bu kavgaya sokarlar. Başını oynatıp kendilerine kul ederler.
Karşılarına çıkan kişi biraz dişli olan bir kişiyse gizlice MİT’e yada güvenlik güçlerine yada işyerine yazılı olarak bildirimde bulunurlar. O kişinin gözden düşmesini sağlarlar.
Bu uydurma türkçülerin dillerinden “küfür” eksik olmaz. Tanrının “aciz” kullarıdırlar.
Bunca oyunları bunlar “istihbarat ajan”ları gibi nereden biliyor mu dediniz?
Doğru bunların gerisinde önemli istihbaratçılar bulunmaktadır.
Bu yalnız Türkiye’de türkçü geçinenlerde deyil, Türk-islam Ülkücüleri’ndede böyledir. Natocular la birlikte çalışan kesimlerde bu bir gelenektir. Sürekli söylendiği gibi anlattığımız kesimde emekli Natocu subaylara bağlıdırlar.
Ben bunların içinde oldum, yaşadım. Ona görede halkımı uyarıyorum.
Bunlar yalnızca Lokman, Cenk, Mustafa, Doğan abileri yıldıramadılar. Çoklarının yurdunu yuvasını, işini dağıtabildiler.
Ben Orhan K.
Bu yazı Kurultay gazetesinden bir alıntıdır.